Yoruldum artık, izlemeye bıraktım kendimi,

Tepedeyim şimdi en yüksekte, gülmeyi bıraktım,

Düşünüyorum da bu insanlık nereye...

Koşuşturmalar, ağlayışlar, gülücükler,

Bir maratondu sanki, insan dolu caddeler.


Sayamıyorum, o kadar hızlı akıyor ki zaman

Sayamıyorum insanları, o kadar farklı yüz

Farklı elbiseler, çeşit çeşit tipler.


Dalıyorum sokaklara, parke yollar,

Köşebaşlarında simitçiler,

Ev sahipliği yapıyordu kimsesizlere, terk edilmiş binalar.


Sigaramın dumanıyla çizdiğim kadın, sen de olsan burada,

Simit atsak martılara, kızgın suların dövdüğü kayalarda oturup suratımız ıslansa

Bir an olsun unutsak, vazgeçsek dünyadan ellerin ellerimi ısıtsa, göğsünde uyusam.


Ah! Hayal değil de gerçek olsa

Yoruldum artık hayallerimi kırmaktan

Sende yoruldun değil mi İstanbul?

Binbir çeşit insanı taşımaktan

Ne kadar ortak yanımız var aslında,

Güleyim mi, ağlayayım mı?


Kimse kimsenin umurunda değil inan.

Kapılmış gidiyorlar bak hayatın rüzgârına.

Sayamıyorum, o kadar hızlı akıyor ki zaman.

Tekrar gelir misin bir sigara daha yaksam?