"Yalnız kaldığında aradığın biriyim,
Kullandığın ama asla sahiplenmediğin biriyim,
Dokunduğun ama asla tutmadığın biriyim,
Ve sen de asla bilemeyeceğim birisin..."
Platonik aşkta soğuk-sıcak taktiği uygulayan ve insanı derin bir duygu silsilesi içinde bırakan bir insanın masum kalplere yansımasıdır bu şarkı...
Karşıdaki kişinin seni sabah kahvaltısındaki menüsü kadar bile önemsemediğini bilirsin fakat platonikliğin verdiği heyecan ve hevesle attığı her adımı kendine bir adım olarak düşünürsün.
İçten içe bilirsin; maşuk yalnızca içindeki ego ejderhasını seninle besler üç öğün. Sen de sanırsın ki altın tepside tutuyor kalbini bir gün sevmek üzere, oysa beklediği şey vahşice onu parmakları arasında ezip; nefret, öfke, üzüntü, pişmanlık kırıntılarını savurmaktır esip kaybolan rüzgara doğru...
O'nun için her şeyi yapmaya, sevdiğin her şeyden vazgeçmeye hazırsındır. O ise en önemsiz tutkuları uğruna siler seni...
Tekrar yazmamak üzere...