Yazar, birçok düşünürün yürümek üzerine yorumlarını derleyerek farklı bakış açılarını bir kitapta toplamış. Bu süreçte doğa ve insanın uyumunu anlatarak bize bahşedilen sonsuz güzellikleri keşfetmemizi sağlıyor. Birden yürüme esnasında insanın anlam arayışına geçiyoruz. Kendi düşünceleriyle birlikte sunduğu farklı konuları ele alıp bölümlere ayırmış. Bu yolculuğuna severek eşlik ettim.
...

“Yürümek spor değildir. Bir ayağı öbür ayağın önüne atmak çocuk işidir. Yürüyenler karşılaştığında ne bir sıralama vardır ne de puanlama. Yürüyen hangi yoldan geldiğini, en güzel manzaranın hangi patikadan görüldüğünü anlatır. Görüşün hangi yoldan daha iyi olduğundan bahseder.”
...

“İşleri yaratanın da yüklenenin de kendimiz olduğunu gayet iyi anlayıp onlarla uğraşmaktan ve onlar tarafından alıkonmaktan kurtulacağımız bir gün elbet gelecek. Çalışmak, birikim yapmak, hiçbir kariyer fırsatını kaçırmamak için hep pusuda beklemek, bir mevkiye göz dikmek, iş yetiştirmek, rakipleri düşünüp endişelenmek... Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et, sosyal ilişkilerdeki baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu, her zaman bir şeyler yapmak... Peki ya olmak? Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir ancak yarın da öbür günün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel ve buna yaşamak derler.”