kaç yıldır öylece sürükleniyorsun
dört duvar arasında boğuluyorsun
yalnızlığı da sırtlamış bu yükle nereye kaçabileceğini sanıyorsun
en son ne zaman sıcacık bir kola sarıldığını unuttun
aile nedir bilmiyorsun, kuramıyorsun
tanıdığını sandığın o yabancıların suratlarına gülümsüyorsun
aynı şarkıyı defalarca dinleyip gün doğmadan uyuyamıyorsun
bu yalnızlığın sancısını çığlık dahi atsan kimseye duyuramıyorsun
hoş, duyurmak da istemiyorsun
hiçbir gün boğulduğun bu yalnızlıktan şikayet etmedin
acısını öyle bir benimsedin ki sen bu hisle arkadaş oldun
söyle bana, yalnızlıkla yalnız nasıl kalınır
sevgisizlik çukurunda üstün başın yaralanmış
düşmüşsün
susmuşsun
sarılmışsın nemli topraklara
çakıl taşlarını elinde döndürürken sen, farkında bile değilsin
unutuyorsun nesneleri, hisleri, renkleri
sarıldığın o yalnızlığı bırakamıyorsun
biliyorum, biliyorum, ben biliyorum
ondan başka sarılabileceğin hiçbir şeyin yok
yarattığın koca evrende koşuyorsun, senden başka kimse yok
kaçıyorsun, senden başka kimse yok
ama sen,
en korkuncu
biliyorum
sen kendinden kaçıyorsun
H. Nihan
2021-08-18T12:51:13+03:00"-sun" sesi beni bir süre sonra biraz boğdu ama genel olarak beğendim. Kaleminize sağlık.