Yaşamak çok garip bir kavram değil mi? Hayattasın, nefes alıyorsun. Ama sürekli şikayetçisin. Yapamadıklarından, yapamayacaklarından, insanların sana yaptıklarından ya da yapmadıklarından. Geçmiş ve geleceğe o kadar bağlıyız ki şu an diye yaşamıyoruz. Dışarı çıkasın yok arkadaşın ısrar ediyor kahve içelim diye, sen üşeniyorsun. Ya da o kahveyi içerken kalkıp gitmeyi düşünüyorsun, sıkılmışsın. Neden o güzel kahvenin ya da yapabileceğin o sohbetin tadına varmıyorsun peki? Çünkü kafanda sürekli dönen geçmiş ya da geleceğe olan isyan var. O yüzden anda yaşamak yerine geçmişe takılıyorsun. Sorun da bu değil mi? O an yapmadığın her şeyi içinde biriktirdiğin için kaçırıyorsun. Geçmiş geri gelmeyecekse anı yaşayıp olabilecek geçmiş pişmanlıklarını azaltmaya çalışmak lazım. Böylelikle geçmiş için daha fazla şikayet edeceğin konu birikmemiş olur. Geçmişi bir zaman makinesi icat edilmediği sürece değiştiremeyeceksin. Bunu bilerek şu anı yaşarsan artık geçmiş için üzülmediğini fark edeceksin. 

Standartlarını da düşür. Her zaman en mükemmeli olamaz ve güzel duyguların tadına var. İnsanoğluyuz,zor tatmin oluyoruz. Yani sevilmek bile yetmediği için bazen şikayet ediyoruz. Beklentilerimiz o kadar büyük ki söylenebilecek bir sözün bile manevi değer varlığını kaçırıyoruz. Aslında her şeyi basite indirgesek belki daha mutlu olacağız.

Bilmiyorum ben her şeyin basit olanını seviyorum. Basitlik ile ucuzluğun arasındaki farkı ayırmak gerekiyor burada beni anlayabiliyor olmak için. Kaliteden ödün vermek değil bu, sadece insan ilişkilerini zorlaştırmak yerine daha kolaya indirgemek. Duyabileceğin o güzel bir söz, senin gününü mutlu geçirmeni sağlayacakken, insanlar bile bile kırıyor sanki karşısındakini. Çok zor değil, dünyaları ser önüne, kendi mutluluğundan vazgeç demiyorum ki. Bir çiçek, sahilden topladığın bir taş, belki bir gülümseme bile yeter bunun için. Beklentileri ne kadar arttırırsa bir insan elindekiyle de yetinebiliyor olmaktan bir o kadar uzaklaşır işte.

Anda kal, beklentilerini düşür. Hırslarına yenilme ve artık geçmiş zaman hakkında düşünüp zaman kaybetme. Şu anı yaşa ve ömrüne daha fazla pişmanlık ekleme. Basit sev, basit sevil. Her zaman mükemmeli yakalayamazsın, mücadele et ama beklentilerini insanlardan gelecek şeyler üzerine kurma. Her şeyin fazlası zarar, sevginin bile. Dengeyi bil, dengede kal. Ve en önemlisi de anı yaşa.