Bir Şiirin Yazılma Süreci
(6 yorum)Ben genelde bir anın ruh haliyle şiirin %90'lik kısmını oluştururum. Sonrasında, varsa önceden not aldığım birkaç lafı bağlama uygun bulursam bir yerlere serperim ve şiiri o andan çıkarak dışarı bir gözle yeniden okuyup tımar etmeye çalışırım. Sizin şiir yazma süreciniz genelde ne kadar sürede tamamlanır ve şiirlerinizi tek solukta mı yoksa zamana yayarak mı yazarsınız? İlham anlık mıdır yoksa tek şiirin aynı ruhunu üstünden zaman geçse de koruyabilir misiniz?
Ben de yazdığım birkaç şiirde şöyle yapmıştım, temeli kafamda birkaç hafta gibi bir sürede oluşturuyordum. Kağıda döktükten sonra ise tamamlamam bir iki günümü alıyordu.
Şiir genelde kafamda birkaç gün dönüp durur. Eğer oturup yazmaya başlayabilirsem şiir oluyor. Fakat yazmaya oturamadığım zamanlarda kafamda oluşturduğum çok fazla şiiri kaçırmışımdır.
Birkaç gün ya da birkaç hafta şiirin kimliği, derdi içimde oluşuyor. Yazmadan kafamda bir yer ediniyor. Sonra direkt yazmamışsam araya bir şey girmişse o durumu ifade eden kelimeyi, tanımı unutabiliyorum. Onu unutmak başka bölümleri etkiliyor ve bu durum yazma süresini uzatıyor. Ama o an yazmaya girişirsem kısa sürede bitmiş oluyor.
Bir düzene sahip olduğum söylenemez,otur şu konuda yaz denilse de olmaz edemem,şiire genellikle hazırlıksız yakalanırım.Bazen geceleyin titrerken ses kaydı alırım bazen bulduğum kağıtlara,peçetelere yazarım not olarak.Ben bu halde not aldıklarıma "doğaçlama" yahut "öz sesleniş" diye ikiye ayırırım.Zaman zaman aynı durumlar yeniden oluşur kimi zaman sevdiğim klasik müzikleri,türk sanat ve türk halk müziklerini,slow müzikleri(türkçe yabancı)veyahut storytelling rap müziklerini dinledikten sonra aslında bende belli bir aura oluşuyor.Ardından o an etrafımda olan bazı şiir kitaplarının içindeki şiirleri kendimce rastgele dudaklarımla okuduktan sonra bir nevi doğaçlamaları yahut öz seslenişleri restore isteğim oluşuyor.Ondan sonra ya bir şiir olurlar ya da bir enkaz,içime yıkılan.
Şiirleri temize geçirirken akustik müzik yahut doğa müzikleri dinlerim.
Şahsen hiçbir zaman yazmak için başına geçtiğimi hatırlamam. Her şey bir anda gelişir. Anlık bir şeyler belirir kafamda ve unutmamak için ses kayıt cihazına ya da küçük not defterime not alırım. Kağıda döker düzenlerim. Örneğin rastgele akorlar basarken sarhoş doğaçlaması yapmıştım ve ertesi gün dinlediğimde kağıda dökme isteği uyandırdı içimde. En sevdiğim, aynı zamanda en uzun şiirim böylelikle bir sarhoşun doğaçlaması sonucu ortaya çıktı.
Her şeyden önce bazı olayların, olguların ve durumların birikmesi gerekiyor bende. Bu birikim, bazı dizeler olarak yansımaya başlıyor ki bunların hemen not alıyorum. Ve ne zaman ki birikim, kendini bir şiir olarak dayatıyorsa oturup yazmaya başlıyorum. Yazma süreci genelde birkaç saati buluyor. Ancak öncesi, birkaç haftalık bir birikimle şekilleniyor.