Benimki şöyle;
'Ellerim olsa' dedi, duanın ortasında. Daha çok konuşabilirdik.
Görmüş olduğun bardağın hiçbir tarafında barınamayanıyım ben.
Yaklaşan kasırgadan daha önce geçmiş olması artık korkmayacağı anlamına gelmiyordu.
bizi birbirimize bağlayan şey
bizi birbirimizden ayıran şeyle aynı, dedim
Sahibinin elinden tabağa bırakılan peçete, yemek artıklarının suyuyla kirlendi.
Babamın ayakkabılarını güzelce boyadım ve götürüp dışarıya, kaldırıma bıraktım.
Şemsiyenin altına sığdım, uzun zaman sonra ıslanmadı sol yanım.
Zamanı sordu, yanıt veremedim. Doğum günü olmaz ölü doğanların.
Babam, otuz beş yıl sonra ilk defa çayını kendisi doldurmuştu.
Hoşuma gitti aslında.
Yetim kalacağımı bildiği için ağlıyordu. O andan sonra büyümeye başladım.
Kimsenin olduğumu bilmediği bir bataklıktayım ve kimseye de sesimi duyuramıyorum.