İlk çizdiğiniz resim yahut yazdığınız ilk şiir, deneme, öykü, kompozisyon vd. ne zamandı? Bir anda bir şeyler üretmeye mi başladınız? Sizi bir şeyler üretmeye sevk eden neydi ve neler etkiledi? Kendinizi keşfetmeniz nasıl oldu?
Böylelikle ürettiklerinizin de bir hikayesini öğrenmiş oluruz.
Birçok faktör vardı ve hepsi bir araya gelip, beni ortaya çıkardı. Çocuklu yaşlarımdan beri Türkçe rap dinleyicisiyim, cezayla sagopayla büyüdüm ve belli bir yaşa geldikten sonra featuringleri, farklı adamları dinlemeye başladım. Saian'ı tanıdım, Karaçalı'yla bütün oldum, Çağrı Sinci'nin sert mizacı oldum, İndigo'nun protestliği, Kayra'nın hüznü. Youtube'da gezerken birgün Kayra'nın bir röportajına geldim ve mahlasının Kinyas ve Kayra romanındaki Kayra karakteriyle kendisini tamamen bağdaştırması neticesiyle oluştuğunu söyledi. Bu adamları seviyorum ya hemen gidip aldım romanı. Okudum ve büyülendim. Hakan Günday'ın değişken ruh hali oldum. Karakterleriyle bütün oldum. Aynı zamanda rapçilerin parçalarında bahsettiği bütün şairleri ve yazarları araştırdım okuyabildiklerimi okudum. Baudelaire, Turgut Uyar, Cemal Süreya, Lautreamont, Bertol Brecht, Adnan Yücel. Okudum ve hepsini özümsedim harmanladım, yazmayı denedim. İlk olarak şiir yazdım, arkadaşlarımla paylaştım, negatif eleştiri pozitif eleştiriden çoktu. Ama iyi açıdan baktım. Pozitif eleştiriler vardı. Yazdıkça yazdım. Rap şarkılarında öğrenip araştırdığım insanların(Jacques Fresco, Mahadma Gandhi,Bobby Sands gibi birçokları var.) biyografi yazılarını projelerinin bazılarını kısa kısa özet geçerek yazdım, Instagram sayfamda paylaştım. O sırada da şiir yazmada kendimi biraz olsun geliştirdim, artı olarak ilk şiir yazmaya başlamamdan birkaç ay sonra yazmaya başladığım romanı da hala yazmaya devam ediyorum. Benim serüvenim bu şekildeydi..
İlk yazdığım eser bir şiirdi. Şiiri yazabilmenin bana göre temelinde herhangi bir duygu patlaması yatar. Bu patlama bir aşk, sevgi, kırgınlık veya bir kızgınlık olabilir. Kimi insanlar içinde biriken bu duygu patlamalarını farklı yollarla atmayı tercih ederken ben içimde büyüyen bu volkanı yazarak atabileceğimi düşündüm. Lise yıllarımda her ergenin yaşadığı gibi ben de çok güçlü bir duyguyla aşık olup sonra terk edilmenin burukluğuyla tanıştım ve bir şeyler yazma isteği içimde beliriverdi. Saçma sapan, edebi düzeyi belki yerlerde olan ama güçlü duygu birikimi olan şiirler yazmaya başladım. Şiirin bir şeylere çare olabileceğini düşünürdüm o zamanlar. Şimdi ise şiirin yangınları daha çok körüklediğini düşünenlerdenim. Ama artık yazdıkça hissedilen acıdan zevk alır bir hale geldim. O gün bu gündür yazma serüvenine ara vermeden devam ediyorum :)
Aslında daha eser veriyorum denilemez. Basit bir şekilde kalem oynatıyorum şimdilik. Amma hissediyorum içimde dolan ve çağıldayan bir şey var ve itiyor beni kağıt kaleme. İlk olarak ceza evinden çıktıktan sonra başladım. Acı da olsa tecrübe tecrübedir. Galiba orada biraz doluyor insan. Şimdilik yazdığım şeyleri basit birer deneme yanılma yöntemi olarak görüyorum. Kısacası eser denilemez. Gerçi zamanı gelince gerçek bir yazar olsak bile ben oldum denilemez. Denilirse olunmamıştır diyebiliriz. Vira bismillah...