Böyle çok övülen, listelerden eksilmeyen kitaplar vardır. Beğenmediğinizi çekinerek dile getirdiğiniz kitaplar. :) Şimdi çekinmeden söyleme zamanı. Neler onlar?
Benim; Cesur Yeni Dünya ve Otomatik Portakal.
Masumiyet Müzesi
Delikanlı kitabı bana bir tokat gibi çarpmıştı. Dostoyevski sevgimi sorgulatacak cinstendi.
Madem linç yemeyeceğim ben de Masumiyet Müzesi, Dönüşüm ve Dava demek istiyorum :)
Benim Küçük Prens. Okurken insanlar bunda ne buldu acaba diye düşündüm. Az sayfa olmasa yarım bırakırdım, sevmeye sevmeye okudum :)
Tam olarak hayal kırıklığı diyemem ama Hayvan Çiftliği kitabını okurken Türkiye haritasının içinde boğuluyormuş gibi hissettim.
Küçük Kara Balık diyorum ben buna... Çok çok büyük bir beklentiyle okumuştum.
Yusuf Atılgan - Anayurt Oteli. İyi ki yazarla tanışma kitabım değildi diye sevinirim hatta. Bana hitap etmedi yani ne bileyim, Zebercet'e karşı bir empati kuramadım. Tam anlamıyla içinde boğulduğum ve sonunu zorlayarak getirdiğim bir kitap oldu.
1984 ve yeraltından notlar, evet yeraltından notlar'ı beğenmedim :( Tekrar dönüp bakmamış olsam da dostoyevski külliyatımı genişletip tekrar okuyacağım. 1984 için benim gibi düşünen varsa Plotinios'un "Lykurgos'un Hayatı" kitabını tavsiye ederim(60 sayfacık). Gerçekten bu hikayenin başı oradan başlıyor.
Albert Camus'nün Yabancı'sı. Tahsin Hoca'nın çevirisi olması bunda büyük etken olabilir.
Vadideki Zambak ve Fahrenheit 451 diyebilirim. Özellikle Vadideki Zambak insanı yoruyor bence. Yeter be bu kadar da güzelleme yapılmaz ki.