Öncelikle bu kitabı, yazarın diğer bir eseri olan 'Marslı' ile kıyasladığımızda 'Marslı' kitabını bilimsel bulup beğendiği için alanlar aynı tarz olmadığını fark edince büyük bir hayal kırıklığı yaşar. 'Marslı' kitabının tarzını beğenmediği için bu kitabı almayanlar ise, bu güzel bilim kurgu-aksiyon kitabından mahrum kalmış oluyor demektir.

Kıyaslamayı bir kenara bırakıp konuşmak gerekirse kitap detaylarla dolu ve okurken hayal etmesi zorlaşan bir kitaptı. Yazar, her ne kadar başta harita verse de kafamda kurgularken zorlandığım birkaç yer tabii ki oldu.
En sevdiğim özelliklerinden biri ise kitabın ana karakterinin çok güçlü bir kadın karakter olması ve erkek bir yazar tarafından mükemmel bir empati duygusuyla yazılmış olması idi.
Ayrıca bilim kurgu yazmak çok derin bir hayal gücünün yanı sıra bence bir çılgınlık da gerektiriyor. Okurken kitabın içine öyle bir dalıyoruz ki çoğu zaman fark etmiyoruz ama yazar Ay'da bir yaşam, düzen kurmuş; bir de oraya kurallar, yasalar eklemiş. Bakınca, sanki yakın geleceği yazdığı için basit ve olası bir şeymiş gibi dursa da oraya eklediği akrobasi dansçılarını okuduğunuzda ve bu size tuhaf gelmediğinde ne demek istediğimi anlayacaksınız. :)

Kitabın devamı gelir mi?
Bence gelmez. Yazar, hiçbir maddi amaç gütmeden öznel bir şekilde başlıyor ve bitiriyor. İstese askıda bırakabileceği onca şey varken kendisi noktayı koymuş.

Gerçek olsun ister miydim?
Ay, dolunaya dönüştüğünde benim için bambaşka bir büyüsü oluyor. Bu nedenle orada insanların yaşamasını istemem ama bir gün öyle bir şey olursa nüfusu artmadan orada kalmayı "Ay Kızı" olmayı çok isterim.
Ama yine de bir gün umarım 'ARTEMİS' gerçek olmaz.
Kitapla ilgili karakter ilişkilerini spoiler olmasın diye yazmadım.