Bugün biraz büyüdüm, henüz on sekizim. Babamın doğum günü hediyesi, yanağımdaki tokat izi. Annemin suskunluğu, o hediyenin paketi. İstemeden açtım kurdeleyi, paketi acıttı her yerimi. Küçük bir pasta kardeşimin yaptığı, masanın üzerinde, tek bir dilek hakkı. dileğimi aldı babam, kırıldı hevesim. Ben bu dilek için canımı verdim.

Bugün biraz küçüldüm, henüz on sekizim. Cenin pozisyonunda, annemin karnındaki hâldeyim. Ben tekmelerken karnını, seviyordu beni. Oysa ben tekmelenirken neden sevmiyor beni? 

Bugün biraz isyan ettim, henüz on sekizim. Günlerden cumartesi, aylardan ekim. Tek suçum direnmek, nedeni evlendirilmek istenmem. Buna karşı çıkan ise sona kalan nefesim. Karşı çıkmasın diye nefesim, bunca senedir bu ev kafesim. Oysa benim tek dileğim, kırmaktı kafesi. Uçup gitmek belki, özgür kırlangıçlar gibi. Ama onlar sonsuza kadar tutsak etmek istiyor beni.

Bugün biraz dua ettim, henüz on sekizim. Ne yaparsam yapayım, başaramayacağım kanaatindeyim. Son çarem yalvarmak Yaradan'a, yarattığı dinlemedi beni. Dövmekten yoruldu, hiç kırılmadı elleri. 

Bugün biraz korktum, henüz on sekizim. Elimde bir silah, intiharın eşiğindeyim. Dışarıda farklı telaş, benim gözlerimde yaş. Öldürmezsem kendimi, verecekler beni. Silahı yasladım alnıma, titredi ellerim. Kapı açıldı, tutmadı dizlerim. 

Bugün biraz endişelendi, henüz yirmi. Bana sayısız sözler verdi. Silahı aldı kurtardı beni, ona sebep kaybetmişken kendimi. Meğer o da istememiş beni, direnmek istemiş nefesi. Ama onu da kimse dinlememiş. Dedi, 'Sabret biraz, yeneceğiz hepsini'; sabrettim o an, şimdi yendik herkesi.