Fark ediyorum yaşamı. Herkes gerçek. Değiliz bir similasyonda, herkesin kafası karışık yaşamla. Herkesin derdi var, bir çoğu ne olduğuna benim kadar kafayı takmamış. Kaderimin bir parçası olduğu için karşılaşmıyorum insanlarla, onlar rasgele insanlar, kendi dertleri, yasaları, zevkleri ve yasakları var, benim kaderimle bir alakası yok. Sadece bulunduğum şehire bir tatil planladılar, hiçbir önemi yok. Dünya dönmüyor benim etrafımda bunu biliyorum da, nasıl hepimiz gerçek olabiliriz kafam almıyor nasılsa. Primatlardan kalan tek insan gibi kafam karışık aralarında, yaşıyorum bir mağara da, zihin kapısını kapalı tuttukça sıkıntı uğramaz buraya. Kabullenemiyorum insanlığı, insan olmamı da insan olmanızı da, büyük bir yanılgı var gibi algıda. Dünya böyle yaratıklara gerek duymazdı ama izin veriyor var olmamıza, dinozorları yok eden neden insanlığa izin veriyor bi kafam alsa. Kozmik amacı çözememek deli ediyor varlığımı. Keşke simülasyon olsa. Bir uyku mahmurluğuyla uyansak insan olmadığımız bir diyarda. Realite yalan, düzenbazlık ve sahtekarlık nasılsa. Her düzenin amacı özünde mutlu etmek, kanlı elmas tacirinin cariyesini. Tacirin bile yok önemi. Kaldıramıyorum bu realiteyi. Bulamıyorum özümde ne iyiyi, ne kötüyü, sanki içi boş bir vazo var ortada, yanlışlıkla gelmiş yanlışlıkla kalmış hayatta.