KEDİ



Bir kedi var bahçemizde. Bir ismi yok. Olsun da istemiyorum. İsmi olunca çünkü, sanki bana ait bir değermiş, benim, canlılar alemindeki bir uzantımmış gibi hissediyorum. Ne tuhaf, bir evde kedi ya da köpek görünce ismini soruyoruz hemen. Oysa onun, kendine verilen isimden haberi bile olmuyor. İşte bir kere isim verince, o, her hangi bir kedi ya da köpek olmaktan çıkıyor, sahipli oluyor, size ait olmuş oluyor. İstemiyorum bunu. Öylece, hatta tekir de değil, sadece kedi olarak kalsın.


İşte bu kedi, bahçe kapımıza gelip böylece duruyor. Miyavlamıyor, koşup zıplamıyor, sadece duruyor ve onu fark etmemizi bekliyor. Fark etmemizi ve ona yiyecek bir şeyler vermemizi. Bazen, yediğim şeyler ona göre olmuyor ve kedi, bir köşeye gidip uzanıyor. Bahçenin bir parçası, süsü gibi öylece uzanıyor. Bazen de elime geçenleri paylaşıyorum onunla. Geçen gün peynir verdim bir parça. Ondan önce de bir parça sucuk. Bugün de bir dolmanın içini çıkarıp verdim. Ben ne yiyorsam o da onu yiyor. Bir konuk gibi. Ne güzel. Gözünün önünde bile olsa nedense verdiğim şeyleri yine de koklayarak buluyor ve az sonra da mutluluk kıkırdamaları çıkararak yiyor yemeğini.


Onu görünce "hoş geldin yavrucuğum" diyorum. Hayret; cevap vermiyor :) Az sonra da yediğim şeyden bir parça alıp çıkıyorum bahçeye. Hemen kaçıyor uzaklara. Kaçsın tabi. Ne de olsa insanım. Her şey beklenir bizden. Bana alışsın da istemiyorum elbette. İsim vermediğim gibi, bir kere bile sevmeye çalışmadım onu. Çünkü sevmek, ne bileyim, yemek vermenin -benim cephemden- bir ödülü gibi geliyor bana. "Madem yemek verdim, o halde severim" demek gibi. Onun cephesinden ise yemeğin bir bedeli gibi. Oysa ben, aramızda böyle bir hukuk olsun istemiyorum. O yüzden işte, her gün de vermiyorum yemek. Alışmasın bana da. Görünce kaçsın. Kendisi olsun, kendi dünyasına ait olsun. İstiyorum ki o, arada bir, benim misafirim olsun sadece. Ne yemek verdim diye derdimi dinlesin ne de kendini sevdirmek zorunda kalsın. Bir misafir gibi gelsin, öylece, güzelce baksın, o güzel, sessiz, can yakan bakışının hakkını istesin ve alsın benden.




28 Nisan 2024

Gültepe