Aaaaaah! Sinirden köpürüyorum! Ne kadar zor olabilir ki gerçekle yüzleşmek? Neden yalana sığınılır bi türlü anlamıyorum. Kadının haykırışlarına uyanan adam dürüstlük damarı tuttu yine bizimkinin diye düşündü iki esneme arasında. Sakice yaklaştı kadına sardı sarmaladı kahvesini uzattı bi yük gemisinin uzuuuun ıslığı duyuldu. Anlaşılan boğazdan geçiş izni verilmişti. Hah dedi kadın tam da bundan bahsediyorum biliyor musun tam da bu! Anlamlandırmaya çalıştı adam hafifçe omzuna dokundu ve başını salladı evet, anlat bakalım der gibi. Bak şimdi bu gemiler ne diyor boğaza ben falanca yere gidiyorum buradan geçip gideceğim di mi ? Boğaz da sözüne güvenip geç diyor. Peki ya o konteynr dediğini yapmasa dönse dursa ne biliyim rotasını değiştirse nolur? Ayvayı yer di mi! İşte tam da bu; bazı insanlar ayvayı yemeli. Eğer gerçeğin, dürüstlüğün sorumluluğunu alamıyorsa o ayva eninde sonunda yenir bu böyledir. Hayatım çok haklısın; aptal yerine konmuş gibi hissediyosun işte p ayvayı bu yüzden yiyorlar diye gülümsedi. Nasıl dedi kadın aydınlanmayı beklerken ruhundaki ağırlığın kalkacağını hissetti bu açıklama sonrasında. Ah adam yine yapmıştı yapacağını.. Açıklamaya koyuldu adam; işte bu insanlar öyle sığ düşünüyorlar ki inanılır sanıyorlar onca onca tutarsızlığa rağmen ve ayvayı yemek kaçınılmaz oluyor. Bari dedin kadın bari biraz hesap kitap yap di mi dürüst olamıyorsan yalanın felsefesini öğren be. Onlara yetişkin gibi bakma dedi sakince adam artık kollarının arasına almıştı kadını başını yasladığı yerden konuşmayı sürdürdü onlar sadece iri çocuklar ve bilirsin ki 9 yaşından önce yalanın varlığından söz edemeyiz. Kadın başını adamın göğsüne bastırdı. Külahıma anlat dedi sessizce. Hala mevzunun kendisiyle ilgili olduğunu çaktırmayan adam zeki olduğunu sanıyor he sözde yalanın felsefesini çözmüş yani. Bu sahtelik kadını çileden çıkarırken soğukkanlı yaklaşmaya gayret etti. Belli ki bu adam akılalmaz bir yalan pezosuydu. Ah canım benim keşke herkes senin gibi dürüst olsa. Yalana sığınmak ne kadar acınası.. Hatta bence aşağılık kompleksi, gelişmemiş benlik binbir çeşit terim sıralarken adam renkten renge giren yüzünü, ifadesini saklamaya çalışıyordu. Sonra birden durdu kadın nedir bu insanları alacağı cevaplarla tepkilerle yüzleşmekten alıkoyan? Hangi motivasyon dedi? Adam şaşkın; hiç bu açıdan kendine bakmamıştı. Ah kadın ne zekiydi ayaküstü çaktırmadan yüzleştirme yapacaktı kendini dahi sanan çocuğa. Hayatım dedi nedir bu motivasyon neden buna ihtiyaç duyuyorlar? Adam geçiştirdi ah kahvem bitmiş getiriyim dedi hızlıca kupasını aldı ve kaçtı. Kadın gülümsedi; bilen bi yerden. Zaten en iyi bildiğin kaçmak değil mi, kaç. Kapıyı ardından kapatırken yeni bir konteynrın sesi yankılandı düüüüüt!