Bu yıl gördüğüm ilk festival filmi Brezilyalı yönetmen Anita Rocha da Silveira'nın Medusa'sı oldu. Köktendinci bağnazlık çerçevesinde kadının kadına düşmanlığını ele alan film, çok net ve mantıksal bir çizgide ilerleyen karakter gelişimi bekleyen izleyicileri hayal kırıklığına uğratma olasılığına karşın görsellik ve imgeler açısından oldukça etkileyici ve adını taşıdığı mitolojik karakterin de hakkını veren bir çalışma olmuş. Buradaki Medusa, taşa çeviren canavar kimliğinden çok haksızlığa ve zulme uğramış mağdur kimliğiyle öne çıkıyor, ancak ilerleyen dakikalarda bu mağduriyetin kurbanı cellatla yüz yüze getiren ve cellada tuttuğu yolu sorgulatan bir güç haline gelmesine tanıklık ediyoruz: Tabuların baskısıyla adeta taş kesilmiş bir grup genç kadının içinde saklı çığlığı uyandıran bir ateşe dönüşen Medusa bakışı, konunun ve olay örgüsünün can alıcı odak noktasını oluşturuyor.