Ne yaparsanız yapın, kimlerle olursanız olun, her koşulda mutsuz hissettiğiniz bir döneminiz oldu mu sizin de? Her sabah mesai için uyanacağınızı bilmek, aynı koşullarda aynı işi yapacak olmak ve sonsuz bir döngünün içinde sıkışmış olmak uykuda bile huzursuz olmama sebep oluyor. En son ne zaman içten bir kahkaha attığımı yada gerçek anlamda eğlendiğimi hatırlamıyorum. Elbette günlük yaşamımı sürdürebilmem için çalışmam gerekiyor her birey gibi, bunun gayet farkındayım. Fakat tüm bu zorunluluklar arasında sıkışmış kalmış gibi hissediyorum. Yediğim yemekten keyif aldığım, bir filme odaklanabildiğim veya bir şarkıya eşlik ederek eğlendiğim anlarımı özlüyorum. Kiminle paylaşırsam paylaşayım ya nankörlükle suçlanıyorum yada depresif olmakla. Depresif olmayan insan kaldı mı ki zaten şu dünyada?

Yeniden bir şeylerden nasıl keyif alabilirim, ne yapsam bu sıkışmışlık hissinden kurtulurum diye arayış içindeyim.

Tüm bu duygularla boğuşurken besledğim sokak kedisi beni evime kadar takip edip evimde doğum yaptı bir hafta önce. Bir haftadır minik bebekleri ve kendisi ile ilgilenmek az da olsa iyi geldi. O kadar tatlılar ki. Sanırım uzun zamandan sonra ufak bir heyecan kırıntısı yaşamama sebep oldu bu durum, ama bir yandan da zaten sorumluluklarla dolu hayatıma bir yeni sorumluluk daha eklenmiş oldu. Bardağin dolu tarafından bakmak için gösterdiğim çabadan da sıkıldım artık. Bu bunalmışlık hissinden ne yaparak kurtarabilirim kendimi derken, yazıya dökmeye karar verdim. Belki yeniden düzenli olarak yazmaya başlar, içimdeki umutsuzluk hissini kağıda dökersem yüküm az da olsa hafifler.

Ne yapmalı, nasıl kurtulmalı bu hislerden? Bilen bir adım öne çıksın...