GİRİŞ


“Onca yıl boyunca, başka birinin hayatını yaşamak, farkında bile değildim.”


“Sen daha küçükken sana anlattığım hikâyeyi hatırla… Genç bir prens hakkında. Doğunun kralı babası tarafından batıya, Mısır’a bir inciyi bulması için gönderilen bir şövalye. Denizin derinliklerinde olan bir inci… Ama prens oraya vardığında halk, ona bir kupa doldurup verdi ve hafızasını kaybetti. Kralın oğlu olduğunu unuttu. İnciyi unuttu. Ve derin bir uykuya daldı. Kral, oğlunu unutmadı. Haberler, elçiler, rehberler göndermeye devam etti. Ama prens uyumaya devam etti…”


Baba… Sana benzemek istemiyorum. Parçaları bir araya getiremiyorum. Tıpkı senin gibi. Yeryüzüne gönderilmiş bir seyyah. Sürekli bir arayış içindeyim. Gözümü kapattığımda daha önce hiç yaşamadığım hayatımın parçalarını, kesitlerini görüyorum. Neredeyim ben? Ben kimim? Buradaki insanlar, bir prensin bu diyarlara geleceğini ve burayı yok edeceğini söylüyorlar. Korkuyorum. Yaşama amacımı bilmiyorum. Hazırlıklı olmalıyım. O an gelene kadar biraz uyumalıyım.


***