zamansız anımsamaların yarattığı saklı dramlar
ellerim ceplerimde
bir şeyler mırıldanıyorlar kulağıma
eksik hislerin çarpıcı azameti
haksız pişmanlıkları...
ihtiras yorgunluğu
yolumu şaşırdım
minimal hayaller
kaldıramadıklarım
uzandıkça dokunulamayanlar
sancılanıyorum
sonu belirsiz yollar
yok olmak üzerey...
mecalsizlik yazgısı
bazı tanıdık hisler
yaşamayı ıskalıyorum
oyuklarımdan akıyor nehirler
mavi bir giz akşamı
tekrarlanan replikler
ölüler konuşamazmış...
her şey yerli yerinde
kaybetme korkusu stabil
karanlık aynı karanlık
aydınlık, uzak ihtimal
ölüm bu kadar yakınken
kabullenmek mecburiyeti
yaşanamam...
x bir günün y saatinde
nasihatler dinliyorum "hayat kısa’’
sahi siz kaç kere öldünüz?
boğaza kamp kurmuş geçmişim
utançlar, kırgınlıklar, yalnızlıklar…
...
bazı kaçışlar kaçınılmaz.
mecburiyetliğin yükü omuzumda.
ellerimi yağmurla buluşturup
ellerini tutmalıyım.
bilirsin...
tanrının gözyaşları, kutsal.
o...
gökyüzünün mavisine, düşünmeden
uzun uzun bakabilsem eğer
trileçenin kudretine teslim olur
martılara pizza atardım
yorgunluklar veda etse mesela aniden
...
uykularımla sevişen kaygı
endişemle yoğrulmuş düşünceler
‘’ne olacak lan bu ekonomi‘’ içerlemesi
bir de mutlu gözükme telaşı
bilinçaltımda mahkum, pasif ...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok