Kibrit yangını kadar mutluluklar
Sonunda ruhunun parmak uçları yanar
Susmaz, durmaz, gece olunca gelir
Yerin dibine girdiğin pişmanlıklar
Kavuşmalar, şiş...
Öldü bir yanım
Çocukluğum sinmiş bir köşeye
Çekmiş bacaklarını kendine
Ayıptı ağlamak, avuçları yüzüne perde
Öldü bir yanım
Bulutlarım artık benzemez bi...
Rüya mı, sanrı mı bilemiyorum
Can çekişiyor, cinayet mahalli heveslerim
Kan yok, parmak izlerin olsun isterdim
Hani bahar kokan parmak uçların
Kahrım dör...
Zerreni bulsam sarıyorum içime
Kara perdeler çekme gönlümün gözüne
Manzaranı kıyamet etme, eyleme
Zaten aklım yitik, ziyanım derdine
Bitmiyor da yolların...
Damla damla süzülüyorum çukuruma,
Bilmiyorum hangi damlamın acısına taşarım.
Sele katarım olmayanları, yutkunamadıklarımı,
Sızılarımı, acılarımı, varamadı...
Mavilerinden bi' gök örsene
Sarsın ayazımı, ısınsın içim
Alaşağı et içimin perdelerini
Sızsın kor dudakların tenime
Gel, onlar saramaz yaralarımı
Bileme...
Her şeyi onun için yoluna sokarsın ama onunla hiçbir şeyi yoluna sokamazsın, işte o zaman ruhunun ortasına geceden kalma bir park kurulur... İçinde zincirler...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok