Beğenilerin söz konusu olduğu öznel bir konu olsa da edebiyat çevrelerinde yayımlanan listelerde sıklıkla karşılaştığımız kitaplar vardır. Çoğu klasiktir ya da çağdaş klasik sayılır. Yazar adaylarının okuması gereken kitap listeleri yayımlayan yazarlarda da bazı ortak adlara rastlarız. Bu durum, bir edebiyat otoriteleri konseyi varmış izlenimi uyandırır bende. Kuralların, ölçütlerin belirlenip yazıldığı ve herkesçe kabul görerek temellendirilmiş bir "edebiyat kanunu" varmış gibi. Filanca kitabı okumadığını ya da sıkıcı geldiği için okuyamadığını söylemek ayıplanacak ve sertçe eleştirilecek bir davranış kabul edilir bu bağlamda. Ciddiye alınmamakla, hatta küçümsenip aşağılanmakla bile sonuçlanabilir. Peki sizce böyle bir kitap listesi var mıdır? "Bunu okumadıysan eksik bir okur ya da yazar sayılırsın." diyebileceğiniz kitaplar var mı? Daha doğrusu böyle bir görüşe sahip misiniz? "Ben okuyorum, yazıyorum ama klasikleri sevemiyorum, okuyamıyorum. 1800'lerdeki insan ve hayat ilgimi çekmiyor. Ben içinde bulunduğum çağın insandaki yansımalarını okumak istiyorum." diyen birisine hak verir misiniz? Okunması gereken kitaplar mı, yoksa okumaya ihtiyaç duyulan kitaplar mı var? Burada asıl merak ettiğim şu: Birisi sözgelimi "Dostoyevski'nin hiçbir kitabını bitiremedim. Dostoyevski'yi okumuyorum." dese buna tamamen beğeni gözüyle mi bakarsınız, yoksa bunu eleştirilecek bir eksiklik mi sayarsınız?
İnsanın tüm kitapları okuması elbette ki beklenemez. Fakat edebiyatı dönemlere bölerek ve o zamanın en iyi kitaplarını alarak bir okunması gereken kitaplar listesi oluşturulabilir. Bu insana sadece edebi altyapı sağlayacaktır. Bunları okuduktan sonra sadece ilgisinin neye olduğunu kavrayabilir, elbette ki bütün dönemlerin okunması da lazım değildir. Eğer ki bir insan Tutunamayanlar kitabını anlamak istiyorsa, Kırık Hayatlar ve Aylak Adam'ı da okumak durumundadır. Okuma zorunluluğu bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor şahsımca. Veya Varlık ve Hiçlik'i okumadan önce Varlık ve Zaman'ı okumak, sonrasında ise Bulantı'yı okumak insanın o konuyu bütünüyle kavramasını sağlayacaktır. Fakat maalesef ki ülkemizde okunması gereken kitaplar diye diye insanlara klasik romanları dayadılar. Bu yüzden okuyucunun büyük bir kısmı hâlâ geleneksel tarzda roman yazıldığını zannediyor. Aslında başlıkta inildikçe bu listeyi yapmak kolaylaşıyor. 40-70 arası okunması gereken Fransız romanları vs.
Üstte yazılanlara cevaben şöyle bir şey diyebilirim; insanın bir şeyi beğenmemesi için onu okuması şarttır. Bir insan Dostoyevski'yi okuduysa onu beğenmediğini söyleme hakkına sahip olur. Fakat entelektüel birikimden bahsediyorsak bunların bilinmesi, okunması esastır, sevilmesi değil. Kendim Dadaist edebiyatın hiçbir noktasından zerre tat almam. Fakat bunu belirlemek için birkaç Dada kitabı okumak durumunda kaldım haliyle. Klasikleri reddetmek sadece onları anlayabilenlerin işidir. İsteyen olursa, klasik romanı ne sebeplerle ve hangi yönlerden reddettiğimi her zaman anlatabilirim. :)