Attila İlhan'ı ayrı, İkinci Yenici şairleri (bilhassa Cemal Süreya) ayrı severim. Bildiğiniz gibi Attila İlhan'ın gerek Garip şiirine gerekse İkinci Yeni şiirine yönelik ciddi eleştirileri var. Garip'i 'Milli Şef' Dönemi'ne muhalefet etmeyip, şiiri muhtevadan ayırarak yalnız biçime indirgemekle suçlar mesela. Bu eleştirilerin benzerini Menderes'in 'sivil darbe' ortamında yaşayan İkinci Yeni şiirine de yöneltir. Sanat toplumsal mıdır yoksa bireysel midir tartışmasının da işin içinde olduğu bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir merak ediyorum :)
İkisi de haklı :) sürekli içerik ve anlam ile şiir olmaz. Ama sürekli lale devri de olmaz. Bence işin güzelliği de bu karşılıklı çatışmalarla ortaya çıkar. Dolayısıyla bireyi de toplumu da gözetmek gerekir.