Sen kitapların arasına saklanmış satırlar gibi 

Anlaşılmayan cümlelerin ve deyimlerin içindesin 

Kaç sayfa okusam anlarım gözlerinin güzelliğini?

Kaç saat baksam o satırlara?

Kalbimi koyarım sayfaların arasına 

Belki gözlerimden kaçarken saçların, kalbime dolanır 

Düğümlenir ilmek ilmek.

İsmini soruyorlar 

İsmin,

Belki 

Japoncada Fukueri 

İngilizcede Anabell Lee

Fransızcada Esmeralda 

Rus elinde Karenina

Türkçede Feride 

Kürtçede Zin 

Ve belki de Fars diyarında Leylâ.

Bu iş artık aşmıştır kitapları

Şiirler taşmış, tiratlar söylenmiş

Nakaratlar bitmiş 

Ne yapmalı şimdi,

Bir mezar taşına mı bakmalı?

Tarihin tozlu raflarına mı sormalı seni?

Doludizgin atlarla mı aramalı seni?

Kaç şarkı dinlesem hissederim ellerinin naifliğini?

Hangi ezgide bulurum sesini?

Saçlarının kokusunu getirir mi 

Anadolu'nun o ılık rüzgarları?

Türkülerin, bozlakların, dengbejlerin sesinde misin yoksa?

Yoksa hepsinin yüreğinde sızlayan aşk mı?

Uzun uzun seyreyledim dağları

Karlı ve ulu dağları

Bu dağlar beni boğan bir taş 

Bileklerimde kanımı kesen toprak 

Ve 

Senin büyüklüğün

Aşkın ve gözlerin 

Acını saklamak için

Aynalara gülüyorum çoğu kez

Çoğu kez yatağımda gözyaşlarıyla 

Gurbetin, sevdanın, yoksunluğun içimi parçalamasıyla aradım seni 

Sen şimdi hangi ellerde 

Kiminle hasbihal edersin aşkı 

Kime dokunur gözlerin 

Belki bir gün mezar taşıma ilişirse bakışların 

Bil ki senin aşkınla kefenlenmiştir 

Gün yüzü görmeyen gözlerim.


03.04.23

Van