İç güdülerim çoğu zaman beni yanıltmaz. Hatta bu konuda karşımda iddialı bir kimse varsa daha müstehzi bir tavra sahip oluyorum. Ne yazık ki geç olmadan yanılmadığım gerçeği ile yüzleşiyorum. Hayat beni şaşırtsın dedikçe şaşırtmayışına tanıklık ediyorum. Belki farkındalığın bu denlisi insan için büyük yük. Ne ara bunu sırtlar oldum bilmiyorum. Son bir haftadır kendime dönmeye çalışıyorum. Evet benim için zor bir süreç oluyor. Bazı alışkanlıklarımdan vazgeçmek, yerine yenilerini koyamamak epey güç oluyor. Deneyimleyenleriniz varsa bilirsiniz bu durumu. İnsanın eninde sonunda dönüp dolaşıp geleceği nokta yine kendisi oluyor. Şuan burada kendim olmanın nasıl bir şey olduğuna dair bir şeyler anlatma çabası içindeyim. Belki insan var olmanın izahını var olduğu zamanlara ait bir şeyler bırakarak ispat etmeye çabalıyor. Kimisi yazar kimisi çizer kimisi de hepsinin arasından geçip gider. Elime geçen yeni kitapta ifade edilmeye çalışan şey biraz bu sanırım. İnsan kendinden bir şeyleri bir başka insanla paylaştığında birazda insan olabiliyor. Yoksa bunca konuşma bunca yazı, kitap, resim ne diye olsun. Bende sizlere günlerimden bahsediyorum. Arada duygu ve düşüncelerimin harmanlandığı belki ütopyalarımın içinden bir kesit sunuyorum sizlere. Kimine ortak oluyor kimini görmezden geliyorsunuz. Birazda gelip geçiciliği fazlaca benimsemiş biri olarak sadece anlarda kalmayı tercih ediyorum. Buradaki yazılarım yoruma açık olanlar. Bir de kaleme aldığım ajandalar ve postalanmamış mektuplarım var. Onları benimde açıp tekrardan okumaya niyetim olmuyor. Çünkü o ana ait ve o anda olmamış olanın tesellisi gibi. Ben yazının birazda insanın vakit varken paylaşamadığı anları, paylaşmak istediği kimseyle paylaşamayıp o ana ait olan duygu ve düşünceleri kaleme alarak kendi muhayyilesinde ölümsüz kılmak adına giriştiği bir eylem olarak ele adlığını düşünürüm. Belki de benim yazma gayemde bundan mütevellit. Oysa bir kadını severken, bir yeri gezmeye giderken oturup bir yazı kaleme almaktansa ya da bir fotoğraf karesi yakalamaya çalışmaktansa sevdiğim kimsenin yanında olmanın huzuruyla dolup taşar, çıktığım yolculuğun macerasına kendimi bırakırım. Evet o anların tarifini yapmaya gerek yoktur içinde olmak varken. Şimdi sizlere eksik kalanı tamamlamanın yazı ile mümkün olmadığını söylemek isterim. Ama insan yine de teselliyi onu her daim terk etmeyecek olanda buluyor. Sevda hiç bitmeden sürecek olsa yerini asla şiir ve türküye bırakmazdı.