İnsanın her gün anlatacak bir şeylerinin olması aslında aradığı sessizliği bulamamasının da bir sebebi olabilir. Fırsatını bulduğu her anda başlıyor kusmaya dilindekileri. Bugün kendimi iyi hissetmediğim bu son bahar gününde evde durmaktan daraldığımı fark edip kendimi dışarıya attığımda sürekli bir şeyler konuşan insanları temaşa ederken bunu fark ettim. Bunu niye fark ettiğimi bilmiyorum. İnsanın farkındalığının nerede nasıl kendini göstereceği hiç belli olmuyor. Oysa karın ağrılarıyla uyandığımda güneş bulutların arasından sıyrılmanın peşindeydi ve ben işe gitmek için kalan on dakikada tıraş olup üstümü giyinip hızlı adımlarla işe yetişmeliydim. Halbuki benim bu telaşım ne bulutta ne de güneşte vardı. Tabi bunun farkında olmam sorumluluklarımı bir kenara atacak cesarete sahip değildi. Çünkü her cesurca bir hamle beraberinde başka sorumlukların kabulü demekti. İşte bununda farkındaydım. Bunca farkındalığı bir kenara bırakıp yataktan kalktığımda kalçamdaki sancı varlığından beni haberdar etti. Eh yani halı saha oynamanın bir bedeliydi sanırım bu. Evet nihayetinde işe vardığımda geç kalmışta sayılmazdım. Bunca derdimin arasında başka dertleri dinleme sorumluluğum olduğundan kalçam ve karnımla bir anlaşma yapmalıydım. Tabi beni yalnız bırakmamayı tercih ettiler. Fiziksel yorgunluğumun üstüne saatlerce süren toplantılarda zihnimi de yeterince hırpaladıktan sonra mesaim sona erdiğinde hep beraber eve döndük. İşte şimdi ne yapmalıydım? Sürekli bir şeyler yapılmalı ama hepsinden öte beni kendime getirecek bir mucize dilendim. Tam olarak bu esnada bir başka farkındalık kulağıma fısıldamaya başladı. Sanırım inanmakla ilgili problemlerin var. Bunu nasıl çözerdim bilmiyorum. Akşam klavyemin başına oturunca bu konuyu ele alacağım bir yazı fikri kısa bir hazza vesile oldu. Oysa şuan bununla ilgili bir fikre sahip olmadığımı ve yazıma bambaşka bir yerden başladığımı sizde görüyorsunuz. Tabi bu sıra da benim daha nasıl maceralarım olacak bunların hepsi hepimiz için merak konusu. Fakat alfabemiz yirmi dokuz harften ibaret olduğu için bazı meseleler muhayyilemde tahayyül edildiği haliyle kalacak. Bunun için üzülmediğinizi biliyorum. Çünkü sizin de kendinize has malihulyalarınız olacaktır. O halde sizi ve kendimi rüyalarda baş başa bırakıyorum.