Odayı bir anda bir ateş basıyor.
Arkada hep notalar çalsın ama çalan notaların üzerinde üst bir metinden cümleler olmasın istiyorum. O klasik müzik sevdası, böyle basit bir yerden.
Ama yerini gösterince genelde illüzyon biter. İnsanlar, onlarla varılan yerin aynı olmasıyla da tatmin olmaz; varmak için kullanılan yolların dahi aynı olmasını beklerler.
Bunun gibi,
İlişkilerde varsayımsal rejimler.
Ya kedi olman ya da fare olman beklenen o dinamik sinmiştir en istisnai karakterlerin bile içine ama sen bir filsindir. Bir baykuşsundur ya da bir yılan. Mevsim dökümü kabuğunu her bıraktığında samimiyetsizlikle suçlanan.
İğneyi soktuğunda yırtığın bir ucuna, hangi ucundan çıkaracağına bakılmadan yamuk yumuk dikecek olmakla yargılanan.
50 kere gözlemlenmiş 50 insandan sonra 51. kişi olarak var olduğu yerde, yeni birisi olarak algılanamayan.
Ne kendini tercüme edecek gücü, ne de yanlış tercümeleri düzeltecek ilgiyi de artık kendinde pek bulamayan.
Zamanla aynalaşan. Etrafta aynaya bakacak kimse olmadığında rahat bir nefes alan. Sırf bu yüzden, karşılıklı oturmak eyleminden günden güne daha çok soğuyan. Günden güne kaçınan.
Yan yana dinlenmek isteyen, dünyanın en güzel limanında bile artık.
Zaten gemiler gider, gemiler gelir, sonra tekrar gider, sonra tekrar gelir ama soru o ki: biz bu manzaradan ne anladık?