11'in doğum günü 10 gün önceydi. Kendisi uzun zamandır bana uğramadığı, sokakta rastlaşmamak için uğraştığından ona iyi ki varsın diyemedim çünkü zaten bir süredir yok, iyi ki kelimesi de bir abes duruyor dilimde zaten. Bugün hergünün yağmurlusuydu, şemsiye almamakta ısrar ettiğim için kendimi Saatçi olarak tanımlıyorum ve yağmurdan kaçmayı yasaklıyorum bendime. Bugün yine her zaman tekrar eden ve yaşadığım sürece de tekrar edecek bir şey oldu, aslında bunu beni gerçekten anlayan biriyle yanyana oturup anlatmayı çok isterdim, en azından beni dinlerdi ve susardı, teselli cümleleri ile yalandan avutmaz, mış gibi yapmaz, geleceğe dair ümit vermezdi. Susardı ve beşki ağlamaam da katlanıp bir süre benimle olmayan denizi izlerdi. Kalbim ağırlaştığında olmayan denize koşmak yarım yamalak bildiğim yüzmeyle su üstünde kalmak istiyorum, hayal ettiğim deniz tuzlu değil gözümü yakmıyor, hayal ettiğim denizin içinde nefes alıyorum, denizin içinde nefes aldıkça dibe batıyor dibe battıkça iyiden iyiye yaşıyorum vesselam.