Günlük demek yerine daha ziyade yarınlık bir yazı gibi oldu. Gece yarısını geçen her şeyde hep bir arada kalmışlık olması doğaldır. Yarının planları umutla yeşerirken içinde -ki bu zaman zaman uykuda kaçırır- bugünün hüznü ve burukluğu vardır. Biten her ne olursa olsun sanırım bu durum değişmiyor. Çok uzun bir maraton koşmuş bir sporcu düşünelim. Tüm koşu boyunca hedefe varmanın umuduyla yola devam ederken bitiş çizgisine yaklaştığı o anlarda bir düşüş yaşar. Hüzün sadece bir duygu değildir aslında o esnada ya da çok az kimse onun farkındadır. Aslında amaç gerçekleşmiştir ve haz peyda olması gerekir. İşte gece yarısı da böyledir. Uykular neden kaçar kestirmesi güçtür çoğu zaman. Benim uykum kaçmadı var tabii. Birazdan da uyurum.