Günler nasıl geçti bilmiyorum. Daha demin yazdı. O yazmadı tabi; mevsim yazdı. Bazı zırhlı kırmak mümkün değildir, ne yaparsın. Sevişmeye ikna edip, çıkarmasını beklemek o zırhı, nafile bir çabadan ibaret değil de nedir? Bazen yanlışlıkla hikayelerine tıklıyorum. "Olmuş ile ölmüşe çare yok" diyerek dakikalarca bakıyorum fotoğraflarına. Yapmamalıyım, biliyorum. Ama bildiklerim de bana "anın tadını çıkar" demekten başka bir şey yapmıyor. Kendimle konuşuyorum, "Senin yanında kalbim duruyor. O zaman nasıl yaşıyorum? Demek ki ben de senin kalbini çalmışım. Yoksa nasıl yaşardım?". Nasıl yaşardın a gözlerim? Hani pınarlarım kurudu diye mızmızlanıyordun? Demek ki sen bile doluymuşsun ona karşı. Bu hislerin rüzgarının savurduğu yerlere gidelim bizi. Bize berduş desinler, kınasınlar, sevmesinler. Zaten sevilme engelli doğmuşuz; bir tek doktor raporu almak kalmış yüzde seksen..