annemi ağlarken ilk görüşümdü
sonra elime şiirden başka hiçbir şey yakıştıramadım.
deliriyor muyum diye düşündüm önce
daha önce hiç iki kişi olmamıştım aynı anda
tanımadığım tüm fotoğrafçıları dolaştım aceleyle
art arda 50 vesikalık
bu şehrin fotoğrafçılarında yeteri kadar ruh olmadığından mıdır
hiçbirinde kendimi göremedim.
üstelik şairlerin ruhundan bir şey sızar sanıyordum
benim bölündüğüm yerden bin tane şey doldu içime
fotoğrafçılar kilodandır dedi
sık sık az az yersem daha sağlıklı olabilirmişim
deneyeceğim dedim
şiir kurdukça
anlatmak pis kokulu bir bağımlılıkmış anladım
bir anda bırakırsam daha da kilo alırım korkusuyla
azalta azalta bıraktım.
zaten küçüklükten beri hiçbir şey beceremez ellerim
yemek yapamam ekmek kesemem
babamın bir şeyi tamir etmeye çalıştığında her seferinde daha da bozacağını bilir
ona yapabileceğim tek yardımın alet çantasını yakınına taşımak olması moralimi inceltirdi
böylece yavaş yavaş öğrendim
her felaketi en yakından izleyip durdum yerimde
16-17 bir anahtar alıp çantadan sıktım dişlerimi
sıktıkça iyice sıkıştı düşündüğüm her kelime
babam uzat şu anahtarı diye bağırdığında
tüm dalgınlıkların uzak düşlerinden uyanırdım
uzun süredir ağzımda olan kelimeler
ve en yakın polis şubesine teslim etmem gereken yasak düşüncelerimle.
böyle büyütecektim kendimi kendime doğru
adımla hayatın arasına çizdiğim çizgi kalınlaştı
biri kadınlarla aramı sordukça uzun uzun düşündüm cevaplamadan
kimi görsem haddimi aşan hikayeler kurdum kafamda
şair değil miydim?
şiirde üzüm salkımlarını iki dudağın arasında ezebilirdim
degüstatörler büyük edebatçılar ölü hayat yıkayıcıları
hepsine meydan okumaya kalkıştım.
bir kere öğrenmiştim sandım işin nalbantılığını
sonra her yarışın ortasında düşüp yuvarlandım attan
yarım bıraktığım her şeyin diğer yarısından aşağı atladım.
küçükken sevdiğim çizgi film çıkınca televizyona yaklaştığım gibi
ne kadar gerçek varsa en yakından diktim üstüne dikkatimi
anlamaya çalıştıkça
annemin bir zamanlar bozulur diye uyardığı gözlerim
sadece uyanmak için kullandığım iki kahve çiviye dönüştü
zamanın taksidini yatırmayı unutmuş olmamdan mıdır bilmem
vücudum da genç yaşta iflasını veriyor
bolca evrak onlarca kadın ismi ve maruz kaldığım gürültüler karşısında.
hiçbir şair göründüğü kadar genç olmazmış
annemin bu kez dizlerine uzandım ikinci cenin duruşumla
kafamı kaldırıp gözlerine baktım
anladı.
annemi anlarken ilk görüşümdü
sonra kendime ölümden başka hiçbir şey yakıştıramadım.
Yasemin
2020-12-08T22:23:13+03:00Çok akıcıydı. iki kere okudum resmen
neslihan
2020-05-06T01:58:09+03:00Şiirin bitmesine üzüldüm resmen. Her satırı ayrı güzel olmuş, tebrik ederim sizi.
Ozan Kapağan
2020-05-06T00:00:28+03:00harika!