tüm gözleri toparlamış üzerine

bir savurmuş saçını   

        tel tel etmiş ömrümün kalan günlerini

şimdi işim iş

     ki şundandır bu sözüm

toparla orada burada saçılı onca hayranlığı


epey oldu seni gördüğüm

bir yangın başlamış o zaman, sezmemişim

sızmış ta kılcal köşelerime

iyiymiş huyu ama kötü edecekmiş beni

bir bakmışsın bir gün

             güneşte yanmış o kömür gözlerinle

ah! aman! eyvah!


ben sanırdım iradem çelik

ne bileyim gözlerinden yanacağımı

erimiş bitmiş bende yürek, kalp, ömür

ondan sonradır ki bende ortaya çıkması sana yanmaların

bilimin ölçemediği ateşlerde kavrulmalarım

bir umut işte

     elbet bir gün ya da yarın


işte göründün yine sokağın benden uzak köşesinde

bu sokağı senden sonra sevdim

güneş görmeyen, yerden basamak evimi 

   senden sonra

meğer ne kutluymuş bana

                                                              sokak, boydan boya 780 adım

                                                               -sen geçerken saydım-                       

                                                               saniyede üç adımdan dört dakika sürüyor

                                                               sokaktan geçişin

                                                               bazen 

                                                               tam benim penceremin önünden

                                                                geçerken güneş gözlerine çarpıyor

                                                               perdenin arkasında ben 

                                                                eriyorum

ve 

işte tam öyle ânlarda savuruyorsun saçını 

                                    ve ömrümü 

zaman, geri akmaz

zaman, zihnimi esir

zaman, dilimi kesik

zaman, canımı çocuk

zaman, yaramı kabuk

                         eder

ve zaman acele eder


geçiyor neşem

hüzün geliyor engin bulutlardan sağanak