Bir kat daha yün yorgan örtmüştüler üstüne üç yün yorgan sonrası anca ısınabilmişti . Gündüzleri bu saatlerde hep çok üşürdü kanındaki enfeksiyonun yüksekliğinden böyle olduğunu düşünüyordu etrafındakiler .Kırklı kilolara kadar düşmüştü neredeyse rüzgarda uçabilecek kadar zayıftı. O buna da iyi yönünden bakabilmişti en sevdiği markanın indiriminde hep xs beden kalırdı çünkü. Aynaya baktığında kendini hep güzel görürdü o hastalıktan uyuyamadığı gecelerin sabahında bile. Bu bir rest çekme şekliydi aslında dışarıya karşı onun dışında kimse ona güzel olduğunu ikna edemezdi ve ona göre güzellik övülecek bir özellikte değildi. Bu arada övülmeyi aferin almayı da oldum olası sevmemişti zaten hep içinden şey derdi :  “Keşke şuan görünmez olsam . “ . Kanatlarını açardı herkesi içine alır allar pullar önemli hissettirir öyle yollardı evine aynı özeni kendine gösteremezdi ve gene kızardı kendine. Bazı geceler derdi ben neden gardımı indiremiyorum sorun bendemi yoksa daha önce  kimse benimle bu kadar uğraşmadığı için mi böyle. Hep kendine kızardı kimseye tutamadığı kini kendini tutardı : “Sen  böylesin, sen bunu yaptın bak gene beceremedin . “ . Çayı şekersiz içebiliyordu sabahları onuda yarım bardak içiyordu anca ağzının tadı yoktu hiç haşlanmış yumurtayı bile yutamıyordu ağzında büyüdükçe büyüyordu hayattan zevk almaktan çok uzaktı, hatır için yaşıyordu zaten o. Bu karar bile başkalarına kalmıştı evet. İyileşeceğine inanmıyordu çünkü defalarca buna inandırılmış hep uğruna canı acımış, çıtını çıkarmamış bunu Allah’a yaklaşmak için yaşadığına inanmıştı. Sadece hayatta kalması için gerekli olanları yaparak kendini teslim etmişti yaradana senden gelene razıyım demişti içten içe aslında …