siz sürgün nedir bilir misiniz?

peki böyle bir acı altında yaşamanın zorluğunu?

ya da sevdiklerinizin nerede olduğunu bilemeden hayata devam etmeyi?

her şeyi bırakıp götürülmeyi...

gittiğiniz yerde sevdiklerinizin gelmesini beklemeyi,

gelememelerini...

istemeseniz de su gibi akıp gitmesini bilir misiniz?

peki ya siz anne ve babalarınızın gözlerinizin önünde 

öldürülmesine şahtilik ettiniz mi?

ya kundaktaki bir bebeğin kılıçlanmasına?

bu yerde yatan insanların bana kim olduğunu söyleyebilir misiniz?

bu kadın benim annem mi?

ya bu adam? babam mı?

annemi, babamı arıyorum. bulamıyorum...

dedemi gördünüz mü?

bana güzel hikâyeler anlatan dedem,

o nerede?

burası benim toprağım mı?

sen! bu vadilerde atını dört nala koştururdun,

niye susuyorsun! bir şeyler söyle!

burası benim toprağım mı?

yerler kırpkırmızı olmuş, gökyüzü ağlıyor,

ben üşüyorum

herkes nerede?

hey! siz! nereye gidiyorsunuz? gitmeyin!

annemi istiyorum!

kardeşim nerede?

çok üşüyorum...



Yüreklerinde acı tarif edilemez; en çok sevdikleri şeyden, vatanlarından sürgün edilmiş bir halk: Biz, Çerkesler; onurlu, acılı, başı dik.