Biliyorum yorgunsun. Yeniden uyanmaya mecalin yok. Biliyorum her duanın sonu keşke ile bitiyor artık, geleceğe dair hiçbir umudun yok. Yaşama isteğin bilek damarlarını kestiğin vakit akan kanla birlikte yok oldu, bir varlığa bu kadar ölüm fazla. Biliyorum, yorgunsun. Onca yaş aldın, yaşlandın fakat bir türlü oturtamadın dünya ile dikişini, tutmadı senin mayan medeniyet hamurunda. Ne gelse dert nereden tutsan hezimet. Yıkılmana ramak kaldı, uyku artık son olmak için fazla tatlı, unutmak ya da umursamamak senin bulunduğun mertebe için helal değil. İhtiyaç listelerinde ilk sıralarda daima ölüm var. Karanlıkla dans etmek isterken bulunduğun her aydınlık mideni bulandırıyor, yine keşkelere koşuyorsun, keşkelerin sana hayrı yok. İçten içe kendi kendinle restleşiyorsun farkındayım. Bunun zayıflık olduğunu söyleyen herkese kaş çatıyorsun. Başaramadın, evet. Yenildin, bu çok doğru. Fakat unuttukları bir şeyler olmalı. Bir şeyler tüm bu kötü talihin ya da hezimet öyküsünün tersini haykırmalı. Değil mi? Değilse bile tutunacak bir dal olmalı. Adın seni ardından sürüklerken bu kuyuya doğru küçük bir dal parçası ya da bir çıkıntı… Değil mi?