yirmi dörde az kala

gecenin diğer yarısı başlamaya hazırlanıyorken

saçımda tek tel ak

ha kararıyor ha


her şeyi saklamaya yeminli bir gece bu

yirmi dördü beş geçe

karanlık yavaş yavaş sararıyorken gözümde

kendimi bırakıyorum, sarıyorken tüm benliğimi


antolojiler ve depremler kafamın içinde

ben sokağından geçerken

yirmi dörtlük şiddette ve artçılarla devam ederek

uzayan adımlara inat kısa ve sürekli


tozlu kitap raflarında bir toz tanesinin neyse kederi ve değeri

acımasızın gelip biri üfürdü tüm nefesini...

ve beni de ama adı zamandı, üfürdü geceye

tam yirmi dört kere.