Hayat hiç beklemediğin şeyleri yaşamak gibi geliyor artık. Bunların hepsi bir kenara artık ne öğrenebilirim diyerek bakıyorum. Çoğu zaman anın tadını yaşayamıyorum. Bu düşüncelerimden dolayı kendime zehir ediyorum her şeyi. Geriye baktığımda bu şekilde olan bir sürü an hatırlıyorum. Kendimi engelleyemiyorum. Ama çok önemli kararlar veriyorum gün geçtikçe. Açıkçası çok merak ediyorum. Her şeyi. Ama en çok 30'lu yaşlarımı. Çünkü 20'li yaşlarım hem çok iyi hem çok kötü ilerliyor. Ne yapacağımı bilmediğim bir şeyi o kadar çok yapmak istiyorum ki. Ses asla susmuyor. Ama kendimde yapacak gücü de asla bulamıyorum. Bir gün bulur muyum? Yanlış yoldan çıkabilir miyim? Kendimi rahat bırakabilir miyim? Her şey o kadar kritik ki. Bilinmezlik. Ve herkesin senin hakkında seninle ilgili her şey hakkında bir fikirlerinin olması o kadar yorucu ki. Bazen önemseyip çoğu zaman önemsememeyi öğrendim. Ama hala harekete geçemiyorum. Uyuşmuş gibiyim. Kaderimi bekliyorum. Oysa biliyorum. Kendimi, yapabileceklerimi, yolun uzunluğunu ve o yoldan kazanacağım şeyleri. Tüm gün ne yaparsam yapmış olayım gün sonuna kadar aklımdaki şeyler bunlar. Hem kendimden bu kadar emin olup hem de bu kadar korkak olmamı yediremiyorum bir türlü kendime. Kendime meydan okumalıyım. Çok çalışmalıyım. Her şeyden çok sevmeliyim. Ve kendime inanmalıyım. Hayalperestliğimin farkındayım. Ama bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kendimi buldum. Geriye sadece yaşamak kalıyor. Çok zorlanıyorum. Herkes için böyle midir? Herkes böyle şeyler yaşıyor mudur? Ne yapacağımı bilmemek bir yandan da bana farklı bir keyif veriyor. Aslında o kadar yol var ki. Her yolun başka getirdiği şeyler. Önemli olan da bu zaten. Seçtiğin yoldan emin olmak ve asla yolu yürümeyi bırakmamak. Kendimi bildim bileli bir o yolda bir o yolda ilerliyorum. Hissediyorum. Fark edilmeyi beklemeyeceğimi. Kendim için fark edileceğimi.