Sevgili günlük,

Ne çok sevgisizlik ve anlayışsızlıkla karşı karşıya kaldın. Bu yüzden de günden güne kendini anlatmaya çabalamadın mı? Sahi ne kadarını anlatabildin ki. Belki daha başında dikkatin dağıldı ne diyeceğini unuttun. Hiç anlaşıldığından da emin olamadın zaten. Yine de hevesin kırılmadı denemeye devam ettin. Aslında bundan şikayet ettiğin için bu hep devam eden bir çırpınışa dönüştü. Bunu bile fark edemedin. Anlattıkça hırslandın, hırslandıkça anlatmaya çabaladın. Anlaşılmayı unutacak kadar anlatmaya devam ettin. Kimileri seni takdir etti, kimileri başka yollar gösterdi. Sen yine bildiğine devam ettin. Ama anlaşılma ümidini çoktan yitirdin. Anlatmakla o kadar ilgiliydin ki anlaşılmana müsaade etmedin. Evet biliyorum durup dururken biri çıkıp seni anlamaya kalkışmayacaktı. Hem anlasa bile senin onun nezdinde anlaşılmış olduğunu sana seni anlıyorum diyerek anlatamazdı ya. Bunu sende çok defa anladığını hissettiğin anlarda sessiz kalarak tecrübe ettin. İçinde ince sızı gibi bir huzur ya da bastırılmaya mecbur olmayan bir coşku kıpır kıpır. İşte dedin hissediyorum anladım. Ama bunu anlaşılmaya muhtaç olana bir türlü anlatamadın. Bazen tüm iletişim yollarını bilmekte bir iletişimi devam ettirmeye muktedir olmuyor sen buna çok zaman tanıklık ettin. Mesela şimdi sen anlatıyorsun birileri bunu okuyup anlıyor. Bir his yüreklerinde ya da zihinlerde bulantı oluyor. Ama sen bunlardan bihaber yaşamaya devam ediyorsun. Belki anlaşılmadı diye yeni bir günü günü gününe değilse bile anlatmaya devam ediyorsun. Yorulduğun, çaresiz ve eksik kaldığın oluyor. Ama birilerinin seni okuyup haberdar olduğundan, sende habersiz bir şekilde anlatarak anlaşılma mücadelene devam ediyorsun. Belki de mücadeleye son verdin de yeni gün gelse de yine bir gevezelik etsem diye bekliyorsun.