Bazen cidden kendimden nefret ediyorum. Hak etmediğini düşündüğüm hâlde bu denli sevdiğim için. Sırtımı dönüp gidemediğim için. Mutlu olmaya çalıştığım anları soğukluğunla zehirleyerek içimdeki tüm neşeyi söküp aldığın için. Buna izin verdiğim için.

Bu nasıl bir şey böyle? Aşk mı? Aşk gerçekten bu kadar acı verir mi? Ya da aşık insanlar bu acıyı hak eder mi? Aşk nedir? Koskocaman sevgi huzmesi değil mi? Sevginin olduğu bir yerde acının ne işi var? Huzur olması gerekmez mi? Aylardır dilimde aynı türkü: "Mutlu olmak istiyorum." Peki neden olamıyorum? Hiç mi hak etmiyorum? Ben bu kadar mı kötü biriyim? Gerçekten bu hayata üzülmek, hor görülmek, dışlanmak için gelmiş gibiyim. Neden hayatım bu döngü içerisinde? İsyan etmek istemiyorum ama bunları kendime sormam lazım. Düzeltmek benim elimde mi bilmiyorum. Yoksa düzeltmek için bir bu kadar daha mı acı çekmek gerekiyor?

Hayatımı yoluna koymak istiyorum. Neden beceremiyorum? Buna engel olan şey takdir edilmemek mi? Ya da çocukça beklentiler içinde olmak mı? Yoksa hala büyüyemedim mi? Belki de henüz kimse beni bağrına basıp saçlarımı okşamadığı içindir.

Bu dinmek bilmeyen gözyaşlarım neden? Dünyanın çirkinliğine mi ağlıyorum, yoksa kendi saflığıma mı? Çok sevdiğim için mi, yoksa bir türlü sevilmediğim için mi? Belki de kendimi sevdirememişimdir. Dünya doğduğum an istememiştir beni. Kimse kabul etmemiştir. Yine de bir şekilde atılamamışım bu oyundan. Hayatta oluşumdan belli hala.

E ne olacak böyle? Dünya beni silememenin acısını ömrüm boyunca gözyaşlarımla mı ödetecek bana? Yoksa ben de mutlu olacak mıyım bir gün? Büyüyebilecek miyim? İnsanların gözünde sevmeye değer bir "şey" olabilecek miyim? Büyümek istiyorum, mutlu olmak.



Neyse ki sabahı gelmez dediğim kaç geceyi gündüz ettim. Yine bir şekilde güneş doğar. Dünya döner. Belki bir gün ben de mutlu olurum..