Hayattaki her şeyin bir sebebi vardır ve sonuçlar bazen tahmin edilemeyecek kadar güzel olur. Mesela dedelerimizin zamanında aşk evliliği yapmazdı insanlar. Düşünsenize çok sevilen bir lider aşktan doğmamış. Bu tuhaf. Sanki sevilmek için sevgiden gelmek gerek gibi ama böyle bir gereklilik yok.


Ben yanlışlıkla doğan bir aşk çocuğuyum. Annemle babamın o özlem dolu sevişmesinden sonra, 14 ay sonra tekrar doğum yapan annem, istemeden.


Ben dünyaya gelirken onlara danışmamışım ki, hayatımın geri kalanında da çok danışmadım. Kendi kararlarımın sonucuna hep kendime katlandım, insan olarak ve karar vererek.


Bir şeylere güzel bakmayı öğrettim kendime. Ortada çirkin bir şey varsa hep en güzel yönüne geçtim ve oradan seyrettim. Kolay değildi tabii, bazen kafamı söküp koydum oraya.


Anlamsızlığın en büyük anlamın ve hiçliğin en büyük felsefen olmasını dilerim. Çünkü her şey geçici. Bu eziyet, bu sıkıcılık, bu şaşaa... Bu cennet ve bu cehennem.