Yılın son günleri benim ilk günlerim gibi. Sanki ne yapılması gerektiğini ilk defa gören, duyan bir çocuk dalgınlığıyla günler geçiyor. Bazen gülüyorken dolu gözlerim. Hüzün bir kahkahanın ardına bu denli gömülmeyi hak etmemeli. En son ne zaman ağladığımı hatırlıyorum artık. Geçen hafta Foça'da. Bir şarapçı dayı ile paylaştığım masada. İşte kalkalı çok oldu ama hatırlıyorum hala. Bir gülüp bir üşüyorum adeta. İçim ısınmış üşümeyim istiyorum. Oysa hava soğuk hissediyorum. Yaşlandıkça değişiyor sıcaklığımda. Evet gelmeyi hiç istemesem de eve sıcak diye kaçtım buraya. Yapacak ne vardı oysa. Hiç. Oturdum yatağa, bastım tuşlara. Kısa bir gün daha sığdırdım buraya. Ama tam ama eksik bakalım tekrar eden yarınlara.