Uzun süre sonra ilk defa güzel bir uyku çekmiş olmanın rahatlığı ile başladım güne. Uykum o kadar verimliydi ki yatakta biraz daha zaman geçirerek marjinal faydayı azalttım. Aslında ilk anda kalksam tam tadındaydı. Hayatta da bazı şeylerin biraz artması ve azalması ile değerlerinde değişiklik oluyor. İktisatçılar konuyu mal üzerinden ele alsa da marjinal fayda kavramını duygu ve düşüncelerimiz içinde kullanabiliriz. Benim uykumun verimini bile ifade etti. Yine de yetersiz kaldığı anlar olabilir. Çünkü bu kavram bile kendini izah etmek için bir kaç kelimeden mütevellit bir cümleye bel bağlıyor. Burada bunun derin felsefesine girmeye gerek yok. Zihnim yine haylazlık peşinde olduğundan onu dizginlemek adına oturdum klavyemin başına. Önümüzdeki bir kaç gün içinde seyahate çıkacağım için burada pek olmayacağım. Ama anlatmaya değer anlar muhakkak devam edecek. Belki dönüşte kısa bir özet geçerim. Ya da hiç sır vermem. Bazı anları ölümsüzleştirmeye gerek yok. Bir kamera veya bir kalem ne kadar durumu izah etse bile aslında o anı sekteye uğratan dikkat dağıtıcılar olabiliyor. Hem bir poz uğruna şekilden şekle girmeler biraz da samimiyetsizlik getiriyor. İnsan kendini her zaman kusursuz göstermek istiyor. Hele de bu anlar ölümsüzleşecekse çirkin bir bakış, yanlış bir açı olmamalı. Mesela burada yazanın yazı açısı yatakta yüzüstü uzanıp, sağ koltuk altına yastığı alarak, başı kobra gibi dikmek. Şimdi size bu açının fotoğrafını atsam hayal gücünüze ket vurmuş olurum. O yüzden size bu manzarayı sunmak yerine muhayyilenizde belirecek bir görüntü tasvir etmek için betimle yapıyorum. Belki de manzara hiç gözünüzün önüne gelmeyecek ama yastık sol koltuğunuzun altında bu satırlara denk gelecek olursanız, ben yüzünüzdeki tebessümü gördüm demektir.