Uzun zamandır beni çokça düşündüren bir kavram ''özgürlük''.Fazlası bir başkasını ilahlaştırırken, azlığı tam zıttı tutsak edebiliyor. Dozu ayarlanamadığında oldukça kibirli kesip atabiliyor durumları.Hiç ses çıkartmadığında bastırıyor.Bir ölçü birimi olsaydı da ,bir başkasının alanına girildiğinde nedensiz,niçinsiz ötseydi keşke diye kafamda toplumu daha yaşanılır hale getiren icatlar üzerine çizimler yapıyorum.Toplu taşımada,trafikte,hastanelerde hayatın akışında insanların yüzlerinde bakıyorum bilhassa.Çok fazla hikaye buluyorum yüzlerinden, okuyorum, anlıyorum tanıdık bir araf.Peki bu hayatları yaşamakta özgür müyüz gerçekten?

Domino etkisi gibi en baştakinin tercihleri üzerine devam eden silsilenin bir çarkı mıyız? Bir kuvvet mi bizi o yöne itiyor, yoksa biz bu gönüllülüğü seçim mi sanıyoruz? Nihayetinde ben kafamın içinden çıkıyorum.Sürekli olarak evliliklerine,işlerine,eğitimlerine,ailelerine öfke duyan hayatlarını bir türlü benimseyememiş insanların yerine kimler söz sahibi olmuş diye sorgulamadan da edemiyorum.Seninde eklemek istediğin cevaplar varsa yorumlarda buluşalım sevgili dost...