Kaktüsler ki o azman çöl bitkileri…
Marmaristen bildiğimiz sabırların kat kat büyükleri…
Bitkiden çok, tükenip bittiği yerde yeşilin
Dikili taşlardır onlar rahmetli yağmur için…
Yakılan ağıtlardan zaar kararmış böyle bâzısı,
Okunmuyor ki şeytan örümceklerinden üstündeki diken yazısı;
Yoksa nasıl ateş püskürüyorlardır kim bilir o ateş püsküren güneşe,
Ve cızz ediyordur içleri, düşlerine bir bulut düşse…
Bir kurtuluş söylentisidir sanki, bekleşirler akşam serinliğini
Salmak için toprağın derinlerine özlemlerinin son köstebeğini…
Kutlu olsun onlara ki o gece, suya erer ayakları kökleri,
Mevlût gibi bir sevince donanır o kademsiz ve kısır firenk inciri…
Bir top ışık patlar dikenlerin arasından, bir arayıcı fişeği,
Aydınlatır karanlık kum saatlerini o mutsuz bitkinin o umutlu çiçeği…

Bu kızmış taşlar, demirler ve dikenli teller arasında, sevgilim,
Böylesine bir umut çiçeği çorak gözlerimde açan hayalin.

Can Yücel
-Bir Siyasinin Şiirleri-