Bugün 55.nci gün. "Seninle olan hikayem bitti" dememin üstünden tam 55 gün geçti. Kaybedişimin demeyelim de, artık yorulduğum için kendimi artık bazı şeylerden geri çekilişimin, hatta öfkeyle, hüzünle geri çekilişimin 55.nci günü.
Çok severken bir insan vazgeçmek zorunda kalabilir mi?
Eğer bu mümkünse neden vazgeçebilir?
İnsan hiç görmediği birine aşık olabilir mi?
Bir insan aynı filmdeki gibi birinin resmine aşık olabilir mi?
1,3,4.ncü soruların cevapları: EVET
2.nci sorunun cevabı da şöyle; Sevilmediğini hissettiği,karşı tarafın ne istediğini anlamamak veya sürekli gel-gitlerine maruz kalmak, istenmediğini veya çok sevdiği ama karşılık alamadığı insanı başkasıyla görmek gayet geçerli sebeplerdir bence.
Aslında bunun en kısa ve öz cevabı BELİRSİZLİK diyebiliriz. Az önce saydığım maddeler bir şekilde halledilebilir belki ama belirsizliğin asla çaresi yoktur. Şu son bir yıl içerisinde tecrübe edindiğim şeylerden biri de belirsizliğin insanı ne kadar yorabileceğidir. bazen ilişkilerimiz yolunda gitsin diye ya da karşımızdakine değer verdiğimiz için bazı şeylerin onun istediği gibi olmasına fırsat veririz. Ancak burada ayar kaçtığında veya benim gibi "hayır" diyememek gibi problemleriniz varsa eğer üzgünüm kaybeden taraf biziz.
Bugün tam 55 gün oldu gerçek anlamda ben kaybedeli. Aslında kimin kimi kaybetmiş olduğunu zaman gösterecek desem daha doğru. Çünkü aylarca süren gel-gite, belirsizliklere ben nokta koydum. Zor oldu bu arada biraz ama artık yapmak zorundaydım. Çünkü sadakatle, özveriyle bekleyip çabalarken bir sürü darbeye dayanıp sesimi çıkarmamıştım. Sabrın da bir sonu var ve eğer taşarsa insanlar kırıcı veya biraz sert olabiliyorlar.
Derler ki kolay kolay öfkelenmeyen, çok affedici olan ve sürekli alttan alan birinin öfkesi ağır olur. Benimki de öyle bir şeydi galiba. Ama bir şey itiraf edeyim ki çok da pişmandım ilk başlarda. Çok ağladığımı, annemin karşısında 1 saat onu savunarak ağladığımı, fotoğraflarına sarılarak uyuduğum zamanları da hatırlarım. Pişman olduğum konu onu kırarak, kalbini paramparça ederek gidişimdi. Ama onun yıl boyunca bana yaptıklarını unutmuştum. Evet bazen çok özlüyorum ama "artık yazmasan iyi olur" dediği için hiç dile getirmeyeceğim hiçbir duygu ve düşüncemi. Çünkü hala beni engellemesinden ve benden iyice uzaklaşıp nefret etmesinden korkuyorum. Özür dilemiştim bu arada çok sert davrandığım için. Çünkü empati yaptığımda aynı şeyi yaşamam durumunda benim kalbimin nasıl bir hal alabileceği geldi gözümün önüne. En son bir küçük iletişimimiz oldu ve beni affettiğini düşünüyorum. Biraz da zamana bıraktım. Çünkü bizim yaralarımızı bence biraz da zaman ve düşünce sarabilir. Sadece hikayemizi öfke anında bitirdim ama sevmeyi bırakmamıştım.
Umudum onun davranışlarını, takip ettiği kişileri gördükçe azalsa da içimde bir yerlerde bir parça var. İşte asıl kafamda dönen soru da bu;
Bu umuda sarılıp kendimce en doğru zamanı geldiğinde tekrar adım atmalı mıyım?
Yoksa tamamen vazgeçmeli miyim?
Ne dersin?