Düştüğüm çukuru derinleştirmekten başka bir şeye yaramıyor çırpınışlarım

Otogarlar, otobüs camında yorgun yüzüm

Buruk bir senfoni

Şimdi yalnızlığımı yük edip

Kafamın ağırlığını taşımaktan başka çarem yok


Daha önce uçmuşluğum var benim

Kafamın derisini yüzdüklerinde

Anladığımı sanıyordum

Acı er geç alıştırır kendini


Ne süsleyebilirim artık kelimeleri

Ne de ardına düşürür göz kaçırmaların

İçimde tuttuğum rüzgârlar

Tufanlara evrilirken

Köklerimi saldığım toprağın mezarım olur


Bilmediğim bu şehrin köşe başlarına

Beynimin bulantılarını kusuyorum

Canım efruz şimdi ağla hâlime

Beni ben yapan her şey silik bir silüete dönüştü artık


Ve sen sekerek koştuğum mutsuz son

Korkma, dönüşüm hep sanadır

Baktığım her yere yüzün asılmış

Nereye varacağını bilmeden çıktığım bu yolculuklar

Hep sana