Bir birine bağlı binlerce sinir... Megakent kanalizasyon sisteminden farksız ve her gün bir şekilde artan duygusal birikim... Muhakkak sıçılıyor yani ve temelde bir boşaltım sorunu bu. Ölü hisler atlası -duygusal bir insanın, zaman içerisinde duygusallıktan nefret etmesi- ama konumuz bu değil. Sürekli aynı şekilde işleyen sistemin bir yerde su kaynatması doğal… Kaynayan suyun buharlaşan kısmında hangi duyguların atmosferden sızabildiği de, uzay boşluğunda sahip olduğu anlam da teknik yetersizlikten dolayı bilinmiyor. Kusmamız gerekenler orda ama yapay kara delikler zihnimizi bulandırıyor. Konuşabilmek gibi pratik şeyler bulunmuş ama kullanılmıyor. Çoğu zaman yetersizlikten dolayı sonuç vermediği de biliniyor. Kızabilirsiniz ama mevzu bu da değil. Bir hadise gerçekleşmeden bünyede tepki belirlemesinin gerçekleşmiş olması rasyonel değil. Bunun gelişimini destekleyen şeylerin alıştırmalar ve beklentiler olduğunu biliyoruz.

Neyse konuya gelecek olursak; terk edildim. Bunun konumuzla ne alakası var demeyin çünkü var. Kayan yıldızın, ölen insan ile ne alakası var ise bunun da o alakası var. Ayrılık üzerine yazılmış en iyi yazı olabilir bu. En kötüsü de olabilir. Yahut silinebilir. Her neyse sonuç olarak terk edildim ve yardıma ihtiyacım y

ok.