Başkalarının mutsuzluğuyla beslenen insanlar

Taşırıyor otobanların santrigratlarını

İçimde felaket bir çığlık, unutulmuş bir manifestonun öfkesi, kökünden söktürecek bir devrim var.

Sabit fikirlerim hiçbir zaman olmadı. 

Ben dünyanın şekil değiştiren, damıtılmış insanıyım. 

Modern felsefenin resesyona uğratıldığı ilk savaşına şahit olmadım

Ve çorabıma sıkıştırdığım şeyler gençliğime ketenpereydi. 

Öyle ya da böyle konjektürel dönem bana patladı. 

Okuma dedim o üçüncü sayfaları, onlar tanrıdan kalan prospektüs kalıntıları. 


Evet, buhran bize kısmet. 

Yaşadığım zamanın fantazileri yanlış dizilmiş kaldırım taşları. 

Bu canımızı sıkmalı.

Teknolojinin sürrealist tablolardan daha sürreal olduğunu anladığımız rasyonel orgazmlar nefes kesebilir, 

-ışıklar içinde uyu Azer baba-


Çağımızın zenginliği mastürbasyon çeşitliliği güzeldir, 

Ama yine de ketin üstüne peynir gibi keyifli değildir. 


Ölüyorsun zaten çek bi' fırt daha

Bak sokak başında paket oldu Mersinlinin çocukları

Eş zamanlı öttüler şartlı salınanlar

Dikiş tutmazlar, 

Artık kabul etmez yeraltı. 

Anlatamadık ispiyonculuktan iyidir, 

Uykusuz sabahlar. 

Sınırdaki otellerde kaçış planı, 

Erketeler, sahte kimlikler 

Rüşvetler, pasaportlar

Sürgündür ama gam yok bilsinler. 

Sen de bil Neriman. 

Sen şimdi ziyadesiyle esmer bir adamla sevişiyorsun. 

Ben ise hayalini kolluyorum falan. 


Bu satırları okuyan şahıs

Sevmeyi sev

Kalbinde ona hep bir köşe ve vakit ver. 

Çok beylik belki ama, 

Vazgeçme. 

Unutma, 

Cüretkarlığın cezasından kurtulmanın tek yolu daha büyük bir cüretkarlıktır.