Hem ben bugün seni gördüm
Öyle rüyamda değil dediğim
Dipdiri karşımdaydın
Ellerinde poşetler yarı aksak adımlar
Ben bugün seni gördüm
Düş değildi eminim
Gökyüzü berraktı
Bukutlar sıra sıra diziliydi
Hava soğuk ve ben seni düşünürken
Seni gördüm
Ve sen beni görmedin
Bana baktın ama beni görmedin
Belli belirsiz ilerleyip gittin
Yoluna girmeye varmadı ayağım
Seni gördüm, yolundan döndüm
Yolumdan çıktım yolundan çıkmak için
Şimdi belli belirsiz yürüyen benim
Omuzlarım sen doldu
Sen yoksun
Tüm her şeye adını verdim
Seslenemiyorum A, sustum
Bu sana yazdığım beşinci son şiirim
Birkaç tane de mektup vardı,
Sana dair olan, gerçi yaktım onları
Seni sevmeyi bırakalı oluyor biraz
İnsan sevmiyorsa özlemez diyen mi var?
Varsa gelsin görsün raflara dizdiğim özlemi
Vakti gelince özlem kavanozlarını açıyorum
Ve hatta ben açmasam dahi üzerime yığılıyorlar
Sevgi denen şey bitebiliyor özlem bitmiyor
Özlenen dönmedikçe
Özlenen hiç dönmeyeceği bir yere varmışsa ya?
Özlenen göçmüşse bu diyardan ruhu ile
Ya özleyen bir daha hiç görmeyecekse
Ve özleyen biliyorsa son kez bile göremediğini?
Özlem hep kalacak içinde
Mahkum olacak özlem, kürek mahkumu
Ölene kadar sayıklayacak veda etmeyi
Veda edemeyecek
Sen dönsen bile sana veda edemem
Sen yoksun biliyor musun?
Mübalağa etmiyorum, veda edemediğimden değil
Şimdi bambaşka biri olduğundan
Ve bana bir selamı çok gördüğünden
Gerçi sen anımsıyor musun beni?
Sanmam.
*