Kocaman bir ateş yanıyor şehrin meydanında. Kapkara dumanlarla boğulmuş gökyüzü. Nefes almakta zorlanıyorum. Aldığım her nefes yavaş yavaş öldürüyor beni. Göğüs kafesime iğneler saplanıyor, gözlerim yaşarıyor. Uzaklaşmalıyım buradan, diyorum. Zarar veriyor bana, bir saniye daha durmamalıyım. Adım atmaya çalışıyorum, kıpırdamıyor ayaklarım. Bir daha uğraşıyorum. Sonra bir daha, bir daha... Pes ediyorum. Çakılmışım sanki yere. Hiçbir yere gidemiyorum. Herhalde kabus, diyorum. Az sonra uyanacağım ve yüzüme soğuk su çarpacağım. Ateş büyüyor, büyüdükçe daha fazla yok ediyor. Sıcağı hissediyorum. Gittikçe yaklaşan sıcak yakıyor bedenimi, içime işliyor hatta. Acı çekiyorum, hem de ne acı... Eğer bu kabus değilse öleceğim birazdan. Yanarak can vereceğim, küle döneceğim. Ağlıyorum, gözyaşlarım ateşten sıcak. Üçer beşer düşürüyorlar iki yanağımdan. Yangın büyüyor, büyüdükçe gözyaşlarım artıyor. Artıyor da yetmiyor yangını söndürmeye. Yetmiyor çünkü gözyaşlarım yangının ta kendisinden geliyor. Ah...