Gerçeğin acı tadıyla başa çıkmak sorununu nasıl çözeceğiz. Bilmiyoruz. Acı olan her şey eninde sonunda karşımıza çıkıyor ve üstüne çıkmamız bir hayli zaman alabiliyor. Ancak biz bu durum için bir yaklaşım geliştirebilirsek acı tat bizi iyileştirmeye başlayacak. Acı veren çoğu süreçte olduğu gibi diyet, spor, bir şeyler okumak vs. gibi… Bizi geliştiren her türlü koşulu daha yakında inceledikçe acıya olan yaklaşımımız değişecek ve bizi daha da kuvvetli hala getirdiği bariz olabilecek. Zaten hayatın yaklaşımı da bu yöndedir. Hayatın hayatta kalmak konusunda güçlendirmeye yönelik sürekli devam eden bir etkisi var. Her şey hayatta kalma çabası zaten. Bunu günlük hayatımızda da hissediyoruz. Sürekli koşmak tetikte olmak gibi… Bu yüzden acı olan gerçeklere bireysel ve sonra yavaşça da toplumsal olarak yaklaşım sergilemeye başlamamız en iyisi olacaktır.


Böylece yaklaşmakta olan kışa kendimizi hazırlamak gibi bireyselliğin getirdiği zor gelecek için şimdiden uyanabiliriz. Harekete geçme noktamız ise kendimizi incelemekle başlamak olmalıdır. Çünkü tüm dünya kendi iyiliğini düşünüyor ve işleyen her plan bu yönde çalışıyor. En iyi plana sahip olan plan diğer tüm planları kendisinin bir parçası yapıyor ve biz farkında olmasak da en çok isteyenin isteklerini tatmin etmek için çabalıyoruz. Bunu fark ettiğimiz anda hayatın planına görmeye başlayabilecek ve içinde bunaldığımız kısır döngüden çıkmaya yönelik bir isteğe sahip olabileceğiz.