maratonda yerde kar gören kenyalı…


ömrün kırıntısındayız. seyyarlar açıldı, trafik inceden başladı şehirde. geceden kalanlar, hiç uyumayanlar, kaldırım bekçileri, taksiciler, barmenler, jokeyler, seyisler, atlar ve ben… güne hazırız.


aklıma ilk gelen şarkıyı mırıldanırken, yaşlandığımı, artık kaygının beni esir aldığını fark ediyorum. sonsuz bir dönüş yolu… her şeyi tüketmişim, yuvama geri dönüyorum. her gün kafama elma düşüyor ve ben her gün yerçekimini inkar ediyorum.


yirmi sekiz… yazıyla. zaten bende her duygu yazıyla. sonsuz eylemsizlik… bütün hatalarımı toplasam, ipek yolu olur, ne bileyim sıcak sulara inişimiz kolaylaşır. ama yine de bir gece vakti, bir yerlerde yapılacak bir hata görürsem, ilk defa görmüş gibi heyecanla, yarını düşünmeden, bir şövalye gururuyla yaparım. sonra da sör ilan edilmeyi beklerim…


açık denizdeyim. denizin bu kısmı derin… bir tekne gelir elbet, gelmezse boğuluruz. gerçi yabancı bir tekne her ne olursa olsun yabancı bir teknedir. gelse de boğuluruz.


su alır elbet…